-
1 se rendre
v pr1 gitmek2 teslim olmak◊Ils se sont rendus. — Teslim oldular.
3 ne plus s'opposer karşı koymamak4 devenir olmak -
2 tomber
v i1 chuter düşmek2 düşmek3 devenir olmak4 laisser tomber fam terketmek5 tomber sur qqn, qqch biriyle karşılaşmak6 se calmer düşmek◊Le vent tombe. — Rüzgâr düştü.
7 à telle date -e raslamak◊Noël tombe un mardi cette année. — Noel bayramı bu yıl Salı gününe rastlıyor.
8 tomber bien / mal kötü zamanda gelmek◊Tu tombes mal, je dois partir. — Kötü zamanda geliyorsun, gitmem gerek.
9 assaillir -a raslamak10 yapmak, olmak, bulunmak -
3 retomber
v i1 tomber yeniden düşmek◊La balle est retombée derrière la ligne. — Top çizginin arkasına düştü.
◊Il est mal retombé. — Yere kötü düştü.
2 fig être de nouveau yeniden olmak3 düşmek◊La fièvre est retombée. — Ateş düştü.
4 retomber sur qqn birinin üstüne kalmak◊Sa colère est retombée sur moi. — Öfkesi benim üstüme kaldı.
-
4 très
-
5 maladie
-
6 prise
I1 meşgul, tutulmuş◊Toutes les places sont prises. — Bütün yerler tutulmuş.
2 hasta, tutuk [tu'tuk]3 solide pıhtılaşmış4 pris de tutulmuşIIn f1 action alma, alınma2 alınan, tutulan3 manière tutuş4 prise électrique elektrik prizi5 prise de sang kan alma6 avoir prise sur üzerinde etkisi olmak◊Nous n'avons aucune prise sur sa décision. — Kararıyla ilgili olarak üzerinde hiç etkimiz yok.
7 prise de conscience bilinçlenme8 prise en charge bakımını yüklenmek9 prise d'otages rehin alma10 dose ilâç miktarı -
7 pris
-
8 atteinte
См. также в других словарях:
hasta olmak (veya düşmek) — hastalanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasta — sf., Far. ḫaste 1) Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu. Y. K. Beyatlı 2) mec. Aşırı düşkün, tutkun Maç hastası. 3) argo Parasız, züğürt 4) tkz. Zihinsel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır ertesi olmak — çamaşır yıkamaktan aşırı yorulup hasta olmak Kaynanam da yıkar ama iki gün de çamaşır ertesi olur yatar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatalak olmak — yataktan kalkamayacak durumda hasta olmak Bu kapanık, rutubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir — ağır bir hastaya bakmak o denli güçtür ki, kimi zaman hasta olmak bundan daha kolay görünür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fena olmak — 1) (biri) hasta gibi olmak, fenalaşmak Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı. P. Safa 2) (biri) kötüleşmek 3) (biri) çok üzülmek, bozulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalvar yakar olmak — çok yalvarmak Hasta olurlarsa hastaneye götürür, doktorlara, hademelere yalvar yakar olurmuş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
talıkmak — hasta olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iglemek — hasta olmak I, 287, 380 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
dökülmek — nsz 1) Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Kumaş dökümlü olmak 3) Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak 4) e Düşmek Bizim motor ikiye bölünüp suya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üşütmek — i 1) Üşümesine sebep olmak Havanın üşütecek kadar serin olmasına göre sabah yakın. R. N. Güntekin 2) nsz Üşüyüp hasta olmak, soğuk almak 3) nsz, argo Delirmek, aklını yitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük